Allah kalplerini mühürlediği
insanları niçin cehennemle cezalandırıyor?
İnsan yaptıkları tercihlerle kendine
verilen cihazatı kabiliyetleri duyguları iman nuru ile daha iyi ve daha güzele
ulaştırabildiği gibi günahlar ve küfür ile derece derece daha kötüye doğru bi
iniş gösterebilir.. Ayetteki hatem ifadesi insanın küfür ve isyanla ulaştığı en
son noktayı temsil ve tasvir etmektedir. Küfür insanın kabiliyetlerini ve
istidatlarını bozmakta, iyilik fıtratı ile yaratılan varlık hayra kabiliyet
gösteremeyecek hale gelmektedir.. Bu noktaya ulaşan insan şerden, kötülüklerden
ve zulümlerden lezzet almakta pişmanlık emaresi bile göstermemekte ve artık hayır
yapamayacak hale gelmektedir..
İnsan bir bina gibi
hayal edilse içindeki tüm odalar ve tüm özellikleri yılan ve akrep gibi
haşerelerle dolsa ve içerisinde çeşitli sari hastalık mikropları bulunsa o bina
mühürlenir ki insanlar bundan zarar görmesin.. İnsan kötü tercihleri ve isyanı ile ile kabiliyet ve istidatlarını o
derece ifsat eder ki kangren misali diğer insanlara hem ibret hem işaret hem
zarar görmemeleri için hatemlense büyük bir maslahat olur.
Bozulmuş bu fıtratlar
kendilerine layık ortamlarda bulunmayı gerektirir.. Pisliğin içinde yaşayan hayvanlara
burada bulunmasının haksızlık ve merhametsizlik olduğunu söylemek gibi
cehennemde yaşayacak mühürlü kafirlere de bu sözü söylemek hikmetsiz ve abes
olur..
Yoksa bu ayette Allah
onların tercih haklarını elinden alarak onlara cebren isyan ettirip cehenneme
atmış manası bulunmamaktadır.
Kaynaklar;
“Evet, küfür, mevcudatın kıymetini ıskat ve mânâsızlıkla itham ettiğinden, bütün kâinata karşı bir tahkir ve mevcudat âyinelerinde cilve-i Esmâyı inkâr olduğundan, bütün esmâ-i İlâhiyeye karşı bir tezyif ve mevcudatın vahdâniyete olan şehadetlerini reddettiğinden, bütün mahlûkata karşı bir tekzip olduğundan, istidad-ı insanîyi öyle ifsad eder ki, salâh ve hayrı kabule liyakati kalmaz. “ (Zülfikar 42)
خَتَمَ ta‘bîri, onların dalâletlerini tasvîr eden temsîlî bir üslûba
işarettir. Şöyle ki: Kalb gözü, Sanki cevahire bir hazine olmak üzere Cenâb-ı
Hakk tarafından yapılan bir binadır. Vaktâ ki sû’-i ihtiyârlarıyla ifsâda
uğradı. Ve cevherlere yapılan yerler, yılanlar ve akreplerle doldu. Kapısı
hatmedildi ki, o sârî hastalıktan başkaları mutazarrır olmasın.
Sanki nûr-u marifet onların kalplerinin
kapılarına geldiği zaman, kalplerini açıp kabul etmediklerinden, Allah da
gazaba gelerek kalplerini hatmetti.
(İşaretül İcaz 71-72)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder