11 Mayıs 2018 Cuma

Allah kalplerini mühürlediği insanları niçin cehennemle cezalandırıyor?





Allah kalplerini mühürlediği insanları niçin cehennemle cezalandırıyor?
İnsan yaptıkları tercihlerle kendine verilen cihazatı kabiliyetleri duyguları iman nuru ile daha iyi ve daha güzele ulaştırabildiği gibi günahlar ve küfür ile derece derece daha kötüye doğru bi iniş gösterebilir.. Ayetteki hatem ifadesi insanın küfür ve isyanla ulaştığı en son noktayı temsil ve tasvir etmektedir. Küfür insanın kabiliyetlerini ve istidatlarını bozmakta, iyilik fıtratı ile yaratılan varlık hayra kabiliyet gösteremeyecek hale gelmektedir.. Bu noktaya ulaşan insan şerden, kötülüklerden ve zulümlerden lezzet almakta pişmanlık emaresi bile göstermemekte ve artık hayır yapamayacak hale gelmektedir..
İnsan bir bina gibi hayal edilse içindeki tüm odalar ve tüm özellikleri yılan ve akrep gibi haşerelerle dolsa ve içerisinde çeşitli sari hastalık mikropları bulunsa o bina mühürlenir ki insanlar bundan zarar görmesin.. İnsan kötü tercihleri  ve isyanı ile ile kabiliyet ve istidatlarını o derece ifsat eder ki kangren misali diğer insanlara hem ibret hem işaret hem zarar görmemeleri için hatemlense büyük bir maslahat olur.
Bozulmuş bu fıtratlar kendilerine layık ortamlarda bulunmayı gerektirir.. Pisliğin içinde yaşayan hayvanlara burada bulunmasının haksızlık ve merhametsizlik olduğunu söylemek gibi cehennemde yaşayacak mühürlü kafirlere de bu sözü söylemek hikmetsiz ve abes olur..
Yoksa bu ayette Allah onların tercih haklarını elinden alarak onlara cebren isyan ettirip cehenneme atmış manası bulunmamaktadır.


Kaynaklar;

Evet, küfür, mevcudatın kıymetini ıskat ve mânâsızlıkla itham ettiğinden, bütün kâinata karşı bir tahkir ve mevcudat âyinelerinde cilve-i Esmâyı inkâr olduğundan, bütün esmâ-i İlâhiyeye karşı bir tezyif ve mevcudatın vahdâniyete olan şehadetlerini reddettiğinden, bütün mahlûkata karşı bir tekzip olduğundan, istidad-ı insanîyi öyle ifsad eder  ki, salâh ve hayrı kabule liyakati kalmaz. “ (Zülfikar 42)

خَتَمَ ta‘bîri, onların dalâletlerini tasvîr eden temsîlî bir üslûba işarettir. Şöyle ki: Kalb gözü, Sanki cevahire bir hazine olmak üzere Cenâb-ı Hakk tarafından yapılan bir binadır. Vaktâ ki sû’-i ihtiyârlarıyla ifsâda uğradı. Ve cevherlere yapılan yerler, yılanlar ve akreplerle doldu. Kapısı hatmedildi ki, o sârî hastalıktan başkaları mutazarrır olmasın.
Sanki nûr-u marifet onların kalplerinin kapılarına geldiği zaman, kalplerini açıp kabul etmedik­lerinden, Allah da gazaba gelerek kalplerini hatmetti.  (İşaretül İcaz 71-72)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder