13 Mayıs 2018 Pazar

Bu dünyaya gelmek benim tercihim değil. Allah bunun benim seçimim olduğunu ve hatırlamadığımı söylüyor?


Bu dünyaya gelmek benim tercihim değil. Allah bunun benim seçimim olduğunu ve hatırlamadığımı söylüyor?

Öncelikli olarak soruda mantık hatası olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü varlık ve yokluk tercinin sunulması var olmayı gerektirir.
Hadise de aslında var olma üzerinden gerçekleşmiş bir durum değildir.
Bu olayla ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Rabbin, Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak; 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' (demişti). 'Evet (buna) şahidiz,' dediler. Kıyamet günü: 'Biz bundan habersizdik' demeyesiniz." (el-A'râf, 7/172).
Ayetten de anlaşılacağı üzere konu var oluğ olmama üzerine dönen bi hadise değil Cenabı hak kullarına ben sizin rabbiniz değil miyim diye sual ediyor. Aslında burada rabbinizi dünyevi rablere tercih etmeyiniz ve burada evet dediğinizi unutmayınız demek istiyor.
Bazı alimler ayetteki hadisesin temsili olduğu hal diliyle gerçekleşmesi üzerine de durmaktadır. Fakat iki türlüde olsa hadise bize rabbimizi unutmamız gerçeğini kalın çizgilerle hatırlatmaktadır.

Allah’ın ihtiyacı yokken bizi niçin test etmekte?


 Allah’ın ihtiyacı yokken bizi niçin test etmekte?


simleri ve sıfatları bunu iktiza ediyor.. Örneğin Allah Muhsindir ihsan etmek için kendi haricinde bir varlık yaratıyor ve ona ihsanlarda bulunuyor.. Ve onun gelişimini ve terakki etmesini istiyor.. Ve Allah Rezzaktır rızıklarından tadılmasını ve kendi mizanlarının ve ölçülerinin anlaşılmasını bekliyor. Her Cemal ve Kemal sahibi kendi cemal ve kemal görmek ve göstermek istemesi sırrınca

Kaderde ne zaman öleceğimiz belli ise neden sadaka ömrü uzatıyor? Kaderde cennete ve cehenneme gideceğimiz belliyse neden ibadet ediyoruz?


Kaderde ne zaman öleceğimiz belli ise neden sadaka ömrü uzatıyor? Kaderde cennete ve cehenneme gideceğimiz belliyse neden ibadet ediyoruz?


Sadaka belayı def eder ve ömrü uzatır.” (Heysemi, Mecma’üz- Zevaid  III/63)              
· Allah'ın ilmi ezelidir ve her varlığın hayatının başlangıcı ile sonunu bir bilir. Allah'ın ilmindeki eceli kainatta değiştirebilecek herhangi sebep mevcut değildir. Çünkü Allah'ın takdir ettiği bu ömür müddeti sabittir ve değişmeyen ecel budur. Bu ömür, hem ezeli ilimde hem sabit, daimi ve değişmez olan levh-i mahfuzda kayıtlıdır. Bu kayıt bizim buradaki tercihlerimize bağlı olarak oluşmuştur.Allah ecel süresi hakkında hüküm verirken bazı şartlara ve tercih kıstaslarına göre süre değişiklik arz etmektedir.
Mesela, sabreden bir insanın veya ordunun zafere ermesi, gerekli sıhhi tedbirleri alan insanların hastalıklardan ve bazen mukadder ölümlerden muvakkaten kurtulması, çalışan talebelerin tembellere göre daha başarılı olması, tıp uzmanlarına göre sigaranın ömrü kısaltması gibi durumlar gösteriyor ki, alınan tedbirlerin ve şartlara uymanın veya uymamanın sonucu olumlu etkilediği bir hakikattir.
Ayrıca bu hadis i şerifte kast edilen uzama bir çok alim tarafından ömürde bereket ve verimlilik anlamında anlaşılması gerektiği sonucuna ulaşmışlardır.

Allah neden bir kuluna eziyet verirken diğerine rahatlık veriyor. Rabbimiz neden bu konuda eşit davranmıyor?


Allah neden bir kuluna eziyet verirken diğerine rahatlık veriyor. Rabbimiz neden bu konuda eşit davranmıyor?

Soruda bir mantık hatası olduğu görülmektedir. Eşitlik hak sahiplerine adil seviyede taksim edilmesidir. Olayı eşitlik yönü ile değerlendirdiğimizde sıkıntılı noktalara gidilebileceği anlaşılmaktadır. Birinin eşitlikten bahis açabilmesi için hak sahibi olması gerekir. Fakat bu kainata misafir ve model hükmünde gönderilmiş insan hiçbir konuda hak dava etmeye hakkı yoktur. Varlık sahasına çıkması ardından insan olarak irade edilmesi ve ardından daha sayısız nimetlere hiçbir ücret ödemeden sahip olması cenabı hakkın fazlı ve ihsanı iken insanın bu konuda hak dava etmesinin imkanı yoktur.
Örneğin bir model düşünelim; Sizce üzerinde yaptığımız değişikliklere söz söylemeye hakkı varmıdır. Sanatçı üzerinde keser biçer kısaltır..
Bizlerde bu kainatta bir cihetle model hükmündeyiz cenabı hak bizler üzerinde binlerce farklı isimlerini ve sıfatlarını göstermektedir. Ve bunu bizim tercihlerimize göre gerçekleştirmektedir.
Ve başımıza gelen ekser bela ve musibetler bizim kazanımlarımızın sonucunda gerçekleşmektedir. Ve bu gelen sıkıntılar ve eziyetler bizi terakki ettirmekte ve kemalat sürecimize katkıda bulunmaktadır. Cenabı hak ayeti kerimde
“Olur ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız, hâlbuki hakkınızda o bir hayırdır. Ve olur ki bir şeyi seversiniz, hâlbuki hakkınızda o bir şerdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 2/216).

Allah bizi seviyor da neden günah işlememize izin verip sonra bizi yakıyor?


Allah bizi seviyor da neden günah işlememize izin verip sonra bizi yakıyor?

Merhametlilerin en merhametlisi Allah beşeriyeti bu dünyaya ilim ve dua vasıtası ile terakki etmek için göndermiştir. Yani imtihanın sırrı terakkiyat ve kemalattır. İnsanın gelişim süreci mücadele ile oluşmaktadır. Örneğin Uçma kabiliyetini fark edememiş küçük bir kuş yırtıcı bir kartalın saldırısı sırasında uçabildiğini fark eder ve uçma kabiliyeti kazanır. İnsanın günaha girme potansiyelinin ve riskinin varlığı onu daha iyiye ve daha kamil bir insana doğru götürür. Allah günahlara müdahele etse o zaman tercih ortadan kalkacak cebir devreye girdiğinden imtihan sırrı ve terakkiyat ortadan kalkacaktır. Nihai olarak Hz Muhammed A.S gibi örnek şahsiyetler olmayacaktır.

İnanmayan aileden doğanların suçu ne?

İnanmayan aileden doğanların suçu ne? 


Biz bir peygamber göndermedikçe azab etmeyiz. (İsra 17/15) ayetinin sırrıyla, ehl-i fetret, ehl-i necattırlar. 
İmam Şafi İmam gazali gibi bir çok alimin görüşüne göre ehli fetret yani irsal ulaşmamış peygamber gelmemiş yada peygamber hakkında bilgi var ama hepsi karalama içerikli yanlış telkin edilmiş kişiler dahi bu hükmün içine dahil olacaklardır. Allah tahammülün üstünde yük yüklemez herkes karşılaştığı imkan ve olanak kadar hesap sorulacaktır. Aileden müslüman Allah'ı ve peygamber i tanımış Kuranın hükümlerini bilen birisinin de sorumlulukları bu nispetle çok olacak ve hesabı daha zor olacaktır.

Allah her şeyi bildiği halde neden bizi yarattı?


Allah her şeyi bildiği halde neden bizi yarattı?

 Yaratmasa idi tek taraflı bir etkileşim olurdu.. Mutlak olan yaratıcı, kendi varlığının haricinde halıkının sanatlarını, isimlerini sıfatlarını tanıyacak kemalatına müştak ola cemaline muhabbet edecek varlıkları yani beşeri yaratması ve onlarla etkileşim halinde olup  onlara ihsan etmesi; hikmeti rahmeti ve muhabbeti gereğidir. Allahın bütün zamanları ve mekanları kuşatıcı ilim sıfatı olduğu gibi Rezzak Muhsin Hay Mümit vb. daha sayısız isimleri mevcuttur eğer kendi haricindeki varlıkları; beşeri hayvanatı ve nebatatı sırf zaten ben biliyorum diye yaratmasa idi hikmetsiz ve abes bi iş olurdu.  

Örneğin; Allahın Muhsin ismi zatı haricinde varlıklar ister ki onlara ihsan ve iyiliklerde bulunsun..Rezzak ismi zatı harici, şuur sahibi varlıklar ister ki rızıklarından faydalanan varlıklar olsun ve kendini bu yönü ile tanısınlar.. Allahın sayısız isimleri bu minvalde zi şuur ve hayat sahibi varlıkları arzu eder ve gerektirir