7 Eylül 2016 Çarşamba


KURAN TAHRİF EDİLMİŞ MİDİR ?

Peygamber efendimiz (as) ın gösterdiği en büyük mucizesi Kuranı Kerimdir. Mucize herhangi bir meselede yaratıcının kullarını aciz bırakıp o meselede insanın sınırlarını hızlı bir şekilde anlamasına yardımcı olmasıdır. Mucizeler toplumdan topluma değişiklik arz etmektedir.  İsa (as) ın toplumuna tıp ilminin çok ilerde olduğu görülmektedir. Öyleyse tıpta çok ileri noktalara eriştiğini belki o konuda ilahlaştığını hissetmeye başlayan bir topluma gösterilecek  mucize , ölüleri diriltmek olacaktır. O gün Kuranı Kerimin nazil olduğu topluma baktığımızda yazı bilmeyen ümmi bir toplum görüyoruz. Toplum tarihi değerlerini , güzel misalleri ve kültüre değerleri geleceğe aktarma ihtiyacını şiirsel konuşarak karşılıyor. Güçlü hafızalara sahip olmaları ile bu değerler nesilde nesile böyle aktarılıyor . Haliyle toplumda bu ihtiyaçla en önemli iştigal şiir oluyor. Az sözle çok şey anlatan ve şiirle yaşayan bir toplum için güzel söz övünülesi bir vasıf oluyor. En iyi şiirler ve şairler kutsileştiriliyor. Bütün dünyaya ve bütün zamanlara kendini tanıttıracak olan Kuranı Kerim nazil olduğu  toplum içerisinde kendini icazı ile  tanıtıyor. Yüce Allah Kuran’da şiirden münezzeh öyle bir anlatım kullanıyor ki. Mekke' nin en usta belagatcıları ayetleri işittiğinde insan iradesinin üzerinde bir anlatım olduğu itiraf ediyorlardı.
Bir gün bedevi Arap ediplerinden biri,
 "Artık emir olunduğun şeyi açıkla ve müşriklerden de yüz çevir,"[1] ayetini duyunca, kendisinden geçercesine secdeye kapanmıştı. Şairin secdeye kapıldığını duyan Arap müşrikler nefret saçan bakışlarla adamın üzerine vardılar ve öfkeyle bağırırlar:
"Sen de mi Müslüman oldun?"
"Hayır," diye cevap verdi, bedevi şair, fakat mahcup ama meczup bir eda ile cevap verir:
"Ben sadece bu ayetin belâgatine (söz güzelliğine) secde ettim."[2]

Kur'anı Kerim icazı ile kendini zamana karşı korumaktadır. "Eğer kulumuza (Muhammed'e) indirdiğimiz (Kur’an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin)." [2] buyurarak inanmayanları fikri mücadeleye çağıran ve misil getirilemeyeceği iddiasında Kuranı Kerim ayetlerinde müdahaleyi engelleyecek bir yapı görünmektedir. Müdahale edildiğinde veya alternatif bir cümle, kelime veya harf getirme eyleminde bulunulduğunda, bozulan ve ifadelerin yerini tutmayan veya bir özellik görülmektedir. 
Kuran 1400 yıldır inanmayanların karşısında bir engel olmuş. Mekke döneminden bu yana fikri bir mücadelede bulunulamadığından siyasi veya fikri bir çok yolu deneyebilecek kadar zeki olan inkar edenler ya savaşla veya farklı fitnelerle İslamı yıkmaya çalışmışlar.  Şüphe yok ki eğer tahrif etmeye veya bozmaya  bir ihtimal bulunsa idi bu gün Kuranı  Kerimin yüzlerce farklı isimde benzeri ve bu bozuk kitaplara tabi olan binlerce insan bulunulacaktı. 
[1] Hicr Sûresi, 94

[2]  Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, 1/78; Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, s. 350
[3] Bakara 23

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder