KURAN TAHRİF EDİLMİŞ MİDİR ?
Peygamber efendimiz (as) ın gösterdiği en büyük mucizesi Kuranı Kerimdir. Mucize herhangi bir meselede yaratıcının kullarını aciz bırakıp o meselede
insanın sınırlarını hızlı bir şekilde anlamasına yardımcı olmasıdır. Mucizeler
toplumdan topluma değişiklik arz etmektedir. İsa (as) ın toplumuna tıp ilminin çok ilerde
olduğu görülmektedir. Öyleyse tıpta çok ileri noktalara eriştiğini belki o
konuda ilahlaştığını hissetmeye başlayan bir topluma gösterilecek mucize , ölüleri diriltmek olacaktır. O gün
Kuranı Kerimin nazil olduğu topluma baktığımızda yazı bilmeyen ümmi bir toplum
görüyoruz. Toplum tarihi değerlerini , güzel misalleri ve kültüre değerleri
geleceğe aktarma ihtiyacını şiirsel konuşarak karşılıyor. Güçlü hafızalara
sahip olmaları ile bu değerler nesilde nesile böyle aktarılıyor . Haliyle
toplumda bu ihtiyaçla en önemli iştigal şiir oluyor. Az sözle çok şey anlatan
ve şiirle yaşayan bir toplum için güzel söz övünülesi bir vasıf oluyor. En iyi
şiirler ve şairler kutsileştiriliyor. Bütün dünyaya ve bütün zamanlara kendini
tanıttıracak olan Kuranı Kerim nazil olduğu toplum içerisinde kendini icazı ile tanıtıyor. Yüce Allah Kuran’da şiirden
münezzeh öyle bir anlatım kullanıyor ki. Mekke' nin en usta belagatcıları
ayetleri işittiğinde insan iradesinin üzerinde bir anlatım olduğu itiraf ediyorlardı.
Bir gün bedevi Arap ediplerinden biri,
"Artık emir olunduğun şeyi
açıkla ve müşriklerden de yüz çevir,"[1] ayetini duyunca, kendisinden
geçercesine secdeye kapanmıştı. Şairin secdeye kapıldığını duyan Arap müşrikler
nefret saçan bakışlarla adamın üzerine vardılar ve öfkeyle bağırırlar:
"Sen de mi
Müslüman oldun?"
"Hayır,"
diye cevap verdi, bedevi şair, fakat mahcup ama meczup bir eda ile cevap verir:
"Ben sadece bu
ayetin belâgatine (söz güzelliğine) secde ettim."[2]
Kur'anı Kerim icazı
ile kendini zamana karşı korumaktadır. "Eğer kulumuza (Muhammed'e)
indirdiğimiz (Kur’an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre
getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi çağırın
(ve bunu ispat edin)." [2] buyurarak inanmayanları fikri mücadeleye çağıran ve
misil getirilemeyeceği iddiasında Kuranı Kerim ayetlerinde müdahaleyi
engelleyecek bir yapı görünmektedir. Müdahale edildiğinde veya alternatif bir cümle,
kelime veya harf getirme eyleminde bulunulduğunda, bozulan ve ifadelerin yerini tutmayan veya bir özellik görülmektedir.
Kuran 1400 yıldır inanmayanların karşısında bir engel olmuş. Mekke döneminden bu yana fikri bir mücadelede bulunulamadığından siyasi veya fikri bir çok yolu deneyebilecek kadar zeki olan inkar edenler ya savaşla veya farklı fitnelerle İslamı yıkmaya çalışmışlar. Şüphe yok ki eğer tahrif etmeye veya bozmaya bir ihtimal bulunsa idi bu gün Kuranı Kerimin yüzlerce farklı isimde benzeri ve bu bozuk kitaplara tabi olan binlerce insan bulunulacaktı.
Kuran 1400 yıldır inanmayanların karşısında bir engel olmuş. Mekke döneminden bu yana fikri bir mücadelede bulunulamadığından siyasi veya fikri bir çok yolu deneyebilecek kadar zeki olan inkar edenler ya savaşla veya farklı fitnelerle İslamı yıkmaya çalışmışlar. Şüphe yok ki eğer tahrif etmeye veya bozmaya bir ihtimal bulunsa idi bu gün Kuranı Kerimin yüzlerce farklı isimde benzeri ve bu bozuk kitaplara tabi olan binlerce insan bulunulacaktı.
[1] Hicr Sûresi, 94
[2] Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, 1/78; Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, s. 350
[2] Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, 1/78; Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, s. 350
[3] Bakara 23
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder